Emperyalizm (Kolonyalizm-Müstemleke) dokunduğu her kültürü mahveder. Kültürlerin etkileşimleri
elbette doğal bir durumdur. Ancak bir kültürün başka kültürleri kendi çıkarları için planlı olarak etki
altına alması kültür emperyalizmini, yani SÖMÜRGE= KÖLELİK düzenini doğurur. Çünkü kültürleri ele
geçirmek, devamında politik ve ekonomik faydaları beraberinde getirir.
Emperyalizmin tarihsel süreci, 1415 yılında Portekizlilerin Cebeli Tarık Boğazına hakim konumu
nedeniyle Afrika kıyısındaki Sebte kentini işgal etmeleri ile başladı. Takiben İspanya, İngiltere, Fransa,
Hollanda, Almanya gibi kendi kıtalarının toplam büyüklüklerinin (10.180.000 km2) iki katından daha
fazla (23.000.000 km2) büyüklüğünde bir coğrafyayı sömürgeleştirerek talan ettiler.
Emperyalizmin sömürge düzenine karşı, dünyada kesin zafer kazanan ilk ulus Türklerdir. Bu bir tek
savaş Türk’ün ruhunu kurtardı. M. Kemal ATATÜRK ileriyi gören stratejist gözüyle, olguları kavrama ve
doğru analiz yetisiyle, yurt ve halk sever özellikleriyle, Türkiye’de neredeyse bulunmayan bir karakter,
tarihin ve talihin tamda vaktinde gelen en güzel rastlantısıydı.
Kurtuluş ve kuruluşa dair gösterdiği inançla gerçekleştirdiği her şeyi kendi akıl ve vicdanındaki FİKİR
NAMUSU ile var etti.
Zaferi ve fikirleriyle, mazlum dünya uluslarına emperyalizme karşı konulabileceğini, özgürlük ve
bağımsızlığın ulus benliğinde yattığını kanıtlayan, büyük Türkçü’nün; bunca sevilmesinin ve
kıskanılmasının sebebi belki de bu yüzden?
Günümüzde dünyadaki küresel dengeler değişti. Ancak emperyalizm misyonunu sürdürüyor.
Üstlendiği rolü tüm dünyaya yaymaya ve sınıf kavgalarını köpürterek yeni ufuklar açmaya girişti.
COVİD-19 salgını da bunlardan biri. Yerinde bir analiz, insanlığı tehdit eden salgının, kölelik düzeninin
yeni aşaması olduğunu anlamak için yeterli.
Emperyalizm, insanlığın tüketim ilişkisiyle çevrili olduğu günümüz koşullarında, eski ilişkileri
bütünüyle revize edip, yeniden kurgulamak istiyor. Yeni düzenin derin ve yaygın olması şart. Şuan ki
yaşamsal duraksama ile hortlayan, kredi ve borçlandırma, yatırım yapılmaması, tefeci finans
karlılığının desteklenmesi, emek ve ücretler üzerinde kurulan itibarsızlaştırma baskısı, zenginlerin
servetleri katlanırken yoksulun varlık payının daha da küçülmesi, küresel STÖ lerin sergiledikleri
çelişkili tutum ve açıklamalar her biri ayrı bir kanıt.
Sonuç olarak emperyal ağaların kurguladıkları, dünyayı tekelleşmeye götürmeyi amaçlayan ve korku
filmi senaryosu havasında DALGA DALGA yürütülen oyun devam ediyor. Fakat bütün bunlara rağmen
istenilen etki tam anlamıyla yaratılabilmiş değil. Daha ürkütücü yeni DALGALARA ihtiyaç var. Tabi bu
arada BİZ BU OYUNU BOZARIZ AĞA diyenler eyleme geçip, kurulmak istenen AĞALIK DÜZENİNİ
yıkmazlarsa.
Hülasa, bilinen ancak ortaya dökülemeyen kaos ve kumpasların sahip ve hizmetkarları;
emperyalistlerin ve uşaklarının en büyük kusurları korkak ve alçak olmalarıdır. Bu sinsi şer odaklarının
oyuncaklarını ellerinden almak için ille de ATATÜRK olmak gerekmiyor. Akıl, vicdan ve FİKİR
NAMUSUNA sahip olmak yeterli.
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü - Mart 8, 2022
- Hocalı Katliamı - Şubat 28, 2022
- TÜRKÇEYİ YAŞAT, TÜRKLÜK YAŞASIN - Şubat 19, 2022
Saygıdeğer Rafet bey bugünkü köşenizde de önemli olan konulari haber verdip bilgilendiriniz bizlere tercüman olduğunuz icin? teşekkürlerimi iletiyor saygılar sunuyorum..
Kaleminize Emeklerinize sağlık Rafet bey çok güzel olmus teşekkür ederiz ?
Kaleminize sağlik Rafet bey..
Akıl, vicdan ve fikirleri ile yetişen nesiller ile bu sisteme boyun eğmeyeceğimizi diliyor ve inanıyorum. Yine çok güzel bir konuya değinmişsiniz Rafet bey saygılarımla…
Emeğinize kaleminize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş Teşekür ederiz ?
Kardeşim,kıymetli hocam, eline yüreğine sağlık. Doğru yolda yorulmadan. Devam