genel haber, Güncel

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 34 yaşında

1989 yılında kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 34.kuruluş yılında, kuruluş amaç ve ilkeleri
doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi ,Milli
Eğitim Bakanlığı’na açık bir mektup göndererek, ortak bir protokol ile eğitimdeki sorunların çözümüne
katkı koymak istediklerini dile getirdi.
ÇYDD Kayseri Şube Başkanı Seval Genç, yaptığı açıklamada “34 yıl önce kurulan derneğimiz bu süre
içinde küçümsenmeyecek çok sayıda projeyi hayata geçirmiş, özellikle kız çocuklarımızın eğitimi
konusunda sorumluluk üstlenmiştir. Önümüzdeki süreçte de bu konudaki kararlılığını sürdürecektir”
dedi. Şube Başkanı Genç, ÇYDD Genel Merkezi’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrısını içeren mektubu
paylaştı.
Mektup şöyle ;
“ Derneğimiz bu 34 yılda, başta Milli Eğitim Bakanlığımız olmak üzere kamu kurumları ile etkin iş
birliği sonucunda: 56 okul, 36 yurt, 17 derslikli 6 anaokulu, 3.551 okula 5.130.131 adet kitap bağışı ve
36 kütüphane, 769 ana sınıfı, 555 oyun parkı yaptırmış ve tümünü başta Bakanlığınız olmak üzere ilgili
kamu kurumlarına teslim etmiştir. Yine derneğimiz bugüne kadar 104.915 ortaöğretim, 61.042
üniversite öğrencisine burs vermiştir.
Covid 19 salgını nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı dönemde, derneğimiz toplam 5.224 öğrencimize
bilgisayar ve tablet vermiştir. Halen 9.819 ortaöğretim, 15.196 üniversite öğrencisi derneğimizden
burs almaktadır. Ulusumuzu acıya boğan 6 Şubat depremleri sonrasında derneğimiz, bölgede burs
verdiği 3.000 öğrenciye depremin ertesi günü 1.000 TL acil yardım desteği yapmış, deprem
bölgesinden 2.700 afetzede öğrencinin burs başvurusunu almış ve belgelerini tamamlayan
öğrencilerimizin burslarını ödemeye başlamıştır.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bütün olanakları ve kaynakları ile bu çalışmaları hayata
geçirmekte ve Büyük Atatürk’ün çağdaş uygarlık seviyesine erişilmesi hedefinin en önemli aracı olarak
gördüğü çağdaş, laik ve bilimsel eğitimi desteklemektedir; derneğimiz bu çalışmalarını arttırarak
devam ettirecektir.
Millî Eğitim Bakanlığı’ndan ulusumuzun çağdaş geleceği ve kamu yararı adına beklentilerimizi,
aşağıdaki başlıklar halinde Bakanlıkla ve kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz:
1- Kamuoyunda büyük tartışma yaratan Anayasa’ya ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı ÇEDES
projesi ve protokolü sona erdirilmelidir. Okullarda eğitim ve öğretim gerekli formasyona sahip MEB
kadrosundaki öğretmenler tarafından verilmelidir. Bu konuda personel eksikliği var ise atanma
bekleyen eğitim fakültesi mezunu öğretmenlere öncelik verilmelidir. Okullarda imam, müezzin ve her
ne sıfatla olursa olsun din görevlileri bulundurulmamalı, okulların öğrenci ve öğretmenlerden oluşan
ekosistemi özenle korunmalıdır.
2- Laik, bilimsel ve karma eğitim ödünsüz şekilde korunmalıdır. Okullarda ve MEB teşkilatında hiçbir
tarikat ve cemaat yapılanmasına izin verilmemelidir. Tarikat ve cemaatlerin yüzyılın iyilik hareketi
denilerek kamu kurumlarına ve eğitim alanına girmesinin acısını FETÖ darbe girişimi ile ulusça
yaşadığımızı unutmamalıyız, gerekli dersler çıkarılmalı, benzer hatalar yapılmamalıdır.
3- Milli Eğitim Bakanlığı’na bütçeden ayrılan pay ve bu ölçüde okullara gönderilen ödenekler de
arttırılmalıdır. Okul çağındaki çocuklara sosyal devletin bir gereği olarak beslenme desteği
verilmelidir. Okulların niteliği ve ulaşılabilirliği, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının en temel
koşuludur.

4- Zorunlu temel eğitim, liseyi de kapsayacak şekilde kesintisiz ve bütüncül bir şekilde yeniden
düzenlenmelidir.
5- Kız çocuklarının okullaşmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalı, okulda olması gerektiği halde
okullaşamamış çocuklar sıkı şekilde takip edilerek okullaşmaları sağlanmalı, çocuk işçilik ülke gerçeği
olmaktan çıkarılmalıdır. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasal yetki ve sorumlukları arttırılmalı ve
bu yetkiler ödünsüz şekilde uygulanmalıdır.
6- Müfredat ve ders programları çağın gereksinimlerine uygun olacak şekilde güncellenmelidir.
Atatürk, Cumhuriyet ve Cumhuriyetin kazanımları konuları müfredatta yeteri kadar yer
almamaktadır; gelecek kuşaklara ulus bilincinin ve yurt sevgisinin aşılanabilmesi için bu kavramlar
daha kapsamlı ve güncel şekilde işlenmeli, ders kitaplarında nitelikli şekilde yer almalıdır.
7- Öğretmenlik mesleği maddi ve mali yönden Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki saygınlığına
kavuşturulmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yapılacak yeni düzenlemelerle öğretmenlik
sıradan bir devlet memurluğu konumundan kurtarılmalı, öğretmenlere ulusun geleceğini tasarlayan,
yarınlarına yön veren kişi oldukları bilinci kazandırılmalıdır. Öğretmenlik mesleğinin kariyer
planlaması öğretmenlerin görüş ve isteklerinin en geniş şekilde sağlanarak yapılmalı, Başöğretmen
unvanı Büyük Atatürk’e özgü olarak kalmalı, saygınlığı korunmalıdır. Öğretmen maaşları yeni ve kalıcı
bir düzenleme ile ele alınmalı, öğretmenlerin tüm özlük hakları iyileştirilmeli, öğretmenlerimizde
genel bir coşku ve güdülenme sağlanmalıdır.
8- Kapanan tüm köy okulları bir plan kapsamında açılmalıdır, tek bir öğrencisi olan köyler bile
öğretmensiz kalmamalı, bu sayede taşımalı eğitim uygulamasından da dönülmelidir. Köy okullarına
gönderilecek öğretmenlere kırsal hayata uyum ve halkla etkili iletişim, sorun çözme konusunda
destek eğitimleri verilmeli, öğretmenin köyün bilgi ve ışık kaynağı olacağı unutulmamalı, öğretmenler
bu bilinç ve güdülenme ile görev yerlerine gönderilmelidir.
9- Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olması veya bakanlıkça denetlenmesi gereken özel okul, kurs, yurt,
pansiyon gibi yerler sıkı şekilde denetlenmeli; izinsiz açılan tüm yerler kapatılmalı ve sorumluları
hakkında yasal süreç başlatılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu kapsamda yasal yetkileri
arttırılmalıdır. Öğretim Birliği Kanunu ödünsüz şekilde uygulanmalıdır.
10- Okullarda değerler eğitimi, evrensel ölçütlere ve UNESCO tarafından yapılan tanımlamalara uygun
olarak verilmelidir.
11- Atanmayan öğretmenler sorunu çözülmeli, öncelikle eğitim fakültesi mezunları olmak üzere
atanma bekleyen tüm öğretmenlerin ataması yapılmalıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik
uygulamasına son verilmeli, eğitim ve öğretime katılan tüm öğretmenler kadrolu olmalı ve devlet
memurluğu güvencelerinden yararlanmalıdır.
12- Başta İstanbul olmak üzere okulların deprem ve diğer risklere göre analizleri yapılmalı, gerekli
önlemler alınmalıdır. Sınıfların öğrenci sayısı düşürülmeli, derslik sayısı arttırılmalı, gelişmiş ülkelerin
seviyesi yakalanmalıdır.
Biz, ülkemizin çağdaş geleceğine inanan, sorumlu yurtsever yurttaşlar olarak ülkemizin bütün
sorunlarının laik, bilimsel ve çağdaş bir eğitim sistemiyle çözüleceğine ve bu sayede ülkemizin her
bakımdan kalkınacağına inanıyoruz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak, önceki yıllarda olduğu
gibi Milli Eğitim Bakanlığımız ile iş birliği protokolü imzalayarak sorunların çözümünün bir parçası
olmayı arzu ediyoruz, bu yolda Milli Eğitim Bakanlığına tüm üye ve gönüllülerimizle destek vermeye
hazırız.

Büyük Atatürk’ün ”Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde
yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözünün Milli Eğitim Bakanlığına ışık olmasını ve yol
göstermesini diliyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir