Güncel, Politika

SAADET PARTİSİ’NDEN ZAMLARA TEPKİ

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Av. Baki Coşkun düzenlediği basın toplantısında hükümeti eleştirerek, ” devlet eliyle haraç toplanıyor ” dedi.

SP İl Başkanı Coşkun’un açıklaması şöyle ;

” Hepinizin yakından takip ettiği üzere son günlerde vatandaşlarımız
hükümet tarafından uygulanan çok ciddi bir zam ve vergi
bombardımanı altında bırakılmıştır. Aylardır devam eden fiyat
enflasyonu TUİK tarafından düşük gösterilmeye çalışılmasına rağmen
vatandaşın tenceresine yansıyan bambaşka bir enflasyon vardı.
Yaşanan bu yüksek enflasyon yetmezmiş gibi seçimin hemen
ardından başlayan ve hemen hemen bütün alanları kapsayan vergi ve
zamlar ile vatandaşa göz açtırmayacak bir süreç başlamıştır.

Gelin hep beraber sadece şu son bir ayda yaşanan gelişmelere birlikte
göz atalım:

  • %8 olan KDV yüzde %10’a,
  • %18 olan KDV %20’ye,
  • Corona salgını döneminde sabun, deterjan, şampuan, tuvalet
    kağıdı gibi temizlik ürünlerinde %8 olarak uygulanan KDV ise bir
    anda %20’ye çıkarılmıştır.
  • Kurumlar vergisi oranı %20’den %25’e çıkarılmıştır.
  • Yurtdışı telefon kayıt ücreti 6.000- Türk lirasından 20.000 Türk
    Lirasına çıkarılmıştır.
  • Anayasaya tamamen aykırı olarak Cumhuriyet tarihinde ender
    rastlanacak bir uygulama ile motorlu taşıtlar vergisi iki kez talep
    edilmiş, ödediğimiz verginin tekrar ödenmesi istenerek, devlet
    eliyle vatandaşa haraç kesilmiştir.
  • Ayrıca benzinin litre fiyatı üzerinden alınan ÖTV tutarı 2,52
    liradan 7,52 liraya,
  • Motorinin litre fiyatı üzerinden alınan vergi tutarı ise 2,05
    liradan 7,05 liraya,
  • LPG’deyse 2,97 liradan, 5,77 liraya yükseltildi.
  • Doğalgazdaki ÖTV’ye ise %224 zam uygulanarak seçim öncesi
    Karadeniz gazı bulduk denerek ulufe dağıtırcasına doğalgaz
    faturalarını sıfırlayan hükümet, tırnak içinde gösterdiği bu “eli
    bolluğun” acısını yine vatandaşa fatura edeceğini göstermiş
    oldu.
    Yapılan bu zamlarla asgari ücretliye, memur ve emekliye müjde olarak
    iğne ucuyla verilen zamlar kepçeyle daha çalışanın emeklinin eline
    geçmeden geri alınmış oldu. Memur ve emeklinin tebessümü
    yüzünde solmuştur.
    Memura yüzde 17+ 8.000, 00 TL seyyanen zam, emekliye yüzde yirmi
    beş zam veren Cumhurbaşkanının eli kendi maaşını yüzde 39’a
    tekabül eden bir oranda artırmaya nasıl gitti? Kendisi için istediğini
    emekli kardeşi için isteyememek hangi vicdana sığar bunu kamuoyu
    takdirine bırakıyorum.

Bugün yaşadığımız bu vergi ve zam yağmuru ekonomi yönetimindeki
beceriksizliğin, yürütülen seçim ekonomisinin faturasını dar gelirli
vatandaşımıza kesilmesinden başka bir şey değildir.
Bugün hükümet attığı bu adımlarla bize adeta şunları söylemektedir,
“Biz sorumsuz ekonomi politikalarımız ve basiretsiz dış politikalarımız
ile beceriksiz yönetimimiz ile ekonomimizi kocaman bir kara deliği
dönüştürdük, üstüne üstlük iktidarda kalmak uğruna plansız vaatlerde
bulunup bu kara deliği daha da büyüttük. Şimdi bu kara delik hepimizi
yutacak. Ey halkım bu işte senin bir kabahatin yok ama bu kara deliği
kapatmak için senin omzuna vergi ve zam ile bindikçe bineceğim”
demektedir. Maalesef bu beceriksizliği ve iş bilmezliği Milli Dayanışma
Paketi adı altında soslayarak servis etmektedirler. Buradan sormak
istiyorum, milli dayanışmaya itibardan tasarruf olmaz diyerek
yaptığınız tüm harcamalar da dahil mi?

Siz makam ve koltuklarınızdan olmayasınız diye bu bedeli neden hep
vatandaş ödemek zorunda? İktidarda kalmanın bu ağır faturası neden
hep bu necip milletin omzuna yükleniyor?
Ülkenin nimetlerini beraber tükettiğiniz beşli çetelerin ve onların
etrafında kümelenen diğer irili ufaklı çetelerin bu işin külfetini
çekmedikleri aşikardır. Olan yine üç kuruş ile günü kurtarmaya çalışan
emekçiye olmuştur.
Kur korumalı mevduat hesaplarında paralarına garantör olunan
milyonerler servetlerini katlarken bu garantörlüğü finanse etmek için
milletin elindeki üç beş kuruşa amiyane tabirle “çökmek”
vicdansızlıktan başka bir şey değildir.

Kullanılmayan hazine garantili yatırımlar; Kastamonu’da, Kütahya’da,
Zonguldak’ta, Tokat’ta örneklerini gördüğümüz yolcusuz
havalimanları için, geçilmeyen köprüler için, kullanılmayan yollar için,
hastasız hastaneler için çoğunlukla döviz cinsinden sağlanan
garantörlüğün bedelini millet olarak biz ödemekteyiz. Bıçak kemiğe
dayanmıştır, vatandaşın dayanacak gücü kalmamıştır.
Bunların yanında yakın zamanda şehrimizde suya yapılan fahiş zammı
ise kabul etmemiz mümkün değildir. Dar gelirli vatandaşımız artık
temel gıdalarını dahi almakta zorlanırken suya bu kadar zam
yapılması vatandaşı artık canından bezdirmiştir.
‌Tabi bu genel gündemin yanında asıl buradan başta büyükşehir
belediyesi olmak üzere diğer tüm belediyelerimize bir uyarıda
bulunmak istiyorum. Akaryakıta ve diğer bütün kalemlere yapılan
zamları sakın ola ki vatandaşa sunulan hizmetlere yansıtayım
demeyin. Belediyeler “Sosyal Devletin” en büyük teminatlarıdır.
Vatandaşa ucuz ulaşım, alt yapı, temizlik ve diğer hizmetleri yapmakla
mükelleftir. Bu zamları vatandaşa yansıtmak yerine israf, gösteriş ve
yanlış yatırım politikalarından vazgeçin.

Biz burdan uyarıyor ve takipçisi olacağımızı peşinen belirtiyoruz.
Ekonomik olarak bizi okjisensiz bırakanlarla bir olup bir de milletin
üstüne siz gitmeyin. Ticarethane mantığıyla kâr amaçlı belediye
yönetilmeyeceği bir kez daha hatırlatıyor, halkımıza bu artışları
yansıtmayacağınızı ümit ediyor ve bekliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir