Türk Eğitim Sistemi, 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Devrimi ile
başlayarak 1970’lere değin geliştirdiği bilimsel temelli öğretim programlarıyla (müfredat)
çocuklarına ulusal, ahlaksal-etik, kültürel, sosyal ve çağdaş insani değerler, yetkinlikler, yurttaşlık
bilinci ve özgüven kazandırmış, tebaadan yurttaş, kuldan birey, ümmetten ulus yaratmayı
başarmıştır.
Ancak ABD emperyalizmi güdümlü 12 Mart 1971 muhtırası ile 1961 Anayasası budanmış,
dinci kurumlar için elverişli ortam yaratılmış, 12 Eylül 1980 faşist darbesi ve izleyen
hükümetlerce de, Eğitim Sistemi laiklik ve bilimsellikten koparılarak dinselleştirilmeye
başlanmıştır. 2002 yılından bu yana ise, atanan tüm Milli Eğitim Bakanları; hiçbir bilimsel
incelemeye, gerekçeye dayanmadan öğretim programlarını ideolojik saplantılarla ders ekleyip
çıkararak, süreleriyle oynayarak, Felsefe, Mantık, Sosyoloji, Matematik, Psikoloji gibi özgür birey
yetiştirmede nitelikli dersleri yok ederek, bilimsellikten tümüyle uzaklaştırmış, iyiden iyiye
dincileştirmiştir.
Hedef, ümmet ve biat toplumu yaratmaktır ki; Batı emperyalizminin yüz yıllık hedefi
de budur.
2007 yılından sonra kamu desteğiyle çoğaltılan ve etkinleştirilen İlim Yayma Cemiyeti,
Hizmet Vakfı, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Gençlik ve
Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve benzeri onlarca dernek – vakıf adı ile örgütlenmiş tarikat ve
cemaat yapılanmalarıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve İl-İlçe Müdürlüklerince protokoller
imzalanmış, bu dinci yapıların öğrenci yurtları dahil bütün eğitim kurumlarımıza girmesine olanak
sağlanmış, son olarak çağ dışı ÇEDES dayatması ve “manevi rehber” uydurmasıyla okullarımıza
imamlar atanmaya başlanmıştır! Bugün, 3-6 yaşındaki yüzbinlerce evladımız dinci yapıların
anaokullarında, milyonlarca çocuğumuz tarikat ve cemaatların elindedir.
Tarikat ve cemaatlar, Anayasanın 174. maddesi korumasında olan 677 sayılı yasa ile
daha 1925 yılında kapatılmış olup (Resmi Gazete 13.12.1925, s. 243) yasa dışıdırlar!
Dayatılan, apaçık bir karşı devrimdir!
Son müfredat değişikliği ve ÇEDES derhal geri çekilmelidir. İşlenen; anayasayı tebdil,
tağyir ve ilga suçudur!
Bağımsız yargı gereğini yapmalıdır!
“Yurtta barış, dünyada barış” için, insanca yaşam için, demokrasi için Laiklik
kırmızı çizgidir.
Büyük Atatürk’ün “Eğitimdir ki, bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir
toplum halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözleriyle vurguladığı
tarihsel ve günümüze de ışık tutan uyarısı hiç akıldan çıkarılmamalıdır. Milli Eğitim Sistemi
Ulusal Birliği, kaynaşmayı ve barışı sağlamalı, evrensel değerlerle uyumlu olmalıdır.
- KESİNTİSİZ ULAŞIM İÇİN 7/24 TAKİP VE KONTROL - Temmuz 1, 2025
- 2024 İLK 1000 İHRACATÇI LİSTESİNDE KAYSERİ’DEN 18 FİRMA YER ALDI - Temmuz 1, 2025
- BAŞKAN GÜLSOY MAYIS AYI DIŞ TİCARET VERİLERİNİ DEĞERLENDİRDİ - Temmuz 1, 2025