Ekonomi, Güncel

KAYSO VE KTO’DAN ENFLASYON MUHASEBESİNE ELEŞTİRİ

KAYSO Başkanı Büyüksimitci, “Enflasyon muhasebesi firmalarımıza ilave yük getirecek”
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci,
uygulanması istenen enflasyon muhasebesi hakkında açıklama yaparak, “2024 yılında
uygulamaya alınan enflasyon muhasebesi firmalarımıza ilave yük getirecek” dedi.
Başkan Büyüksimitci yaptığı açıklamada, “Enflasyon muhasebesi makro ve mikro ölçekte birçok
olumsuzluğu beraberinde getirecek. Özellikle reel sektör ve sanayicilerimiz açısından haksız vergi
oluşturacak ve firmaları olumsuz etkileyecek. Faal olmayan işletmelere ait bilançolardaki aktif
kıymetlerin değerlemesi, gelir elde etmeyen bu işletmelerin vergilendirilmesi sonucunu
doğurmaktadır. Hiçbir ticari faaliyeti olmayan, gayri faal şirketler bile vergi yüküyle karşılaşacak.
Ayrıca, özkaynak yetersizliği yaşayan ve borç ya da özsermaye oranı yüksek olan işletmelerde,
enflasyon düzeltmesi vergi yükünü artıracağından bu işletmelerin finansman ihtiyaçları da artacaktır.
Özkaynak yapısı güçlü olan firmalar, enflasyon düzeltme zararı nedeniyle esas faaliyetlerinden
kaynaklı kazançlarından da vergi ödemeyecek, özkaynak yapısı zayıf, aktif unsurlarını borçlanarak
gerek finans kesiminden gerekse ortaktan finanse eden firmalar ise enflasyon düzeltme kârı
neticesinde fazladan vergi ödemek zorunda kalacaklar.
Kârlı firmalardan alacağı vergiden özkaynaklarının kuvvetli olması nedeniyle kayıp yaşarken, zarar
eden firmalardan ise zararın enflasyon düzeltmesinin gelir etkisi yaratması nedeniyle fazladan vergi
alınması gibi bir durumun da ortaya çıkma ihtimali bulunmaktadır.
Enflasyon nedeniyle yükselen fiyatlar işletmelerimizi kar ediyor gibi gösteriyor ancak, bunlar
gerçekte var olmayan ve kağıt üzerinde görünen kazançlar. Bırakın kar etmeyi, malınızı sattığınız
fiyattan geri yerine koyamıyorsunuz. Kar etmek şöyle dursun, firmalarımızın sermayesi her geçen
gün erimeye devam ediyor.
Yüksek maliyetler, yüksek faizler ve finansmana erişimdeki zorluklar karşısında işletmelerimiz
ayakta kalmaya çalışırken, alınan kararların reel sektör üzerindeki etkilerinin de değerlendirilmesi
gerekir. Enflasyonla mücadele programı kapsamında atılan adımlar üretim ve istihdamı sekteye
uğratmamalı.
Olmayan kâr üzerinden bir vergi yüküyle karşı karşıya bırakarak firmalarımızı cezalandırmamalıyız.
Bu durum ekonominin geneli üzerinde olumsuz etki oluşturacaktır. İşletmelerimizin içinde
bulunduğu zor koşullar göz önünde bulundurularak, bu konunun sanayicimizi rahatlatacak bir
şekilde, ilave vergi yükü olmadan, iş dünyasının da görüşleri alınarak, yeniden değerlendirilmesini
bekliyoruz.

BAŞKAN GÜLSOY: “ENFLASYON MUHASEBESİ İŞ DÜNYAMIZ ÜZERİNDE
HAKSIZ VERGİ YÜKÜ OLUŞTURUYOR”
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, enflasyon
muhasebesinin iş dünyası üzerinde haksız vergi yükü oluşturduğuna dikkat çekerek,
“Finansal zorluklarla, yükselen maliyetlerle, giderek daha da zorlaşan rekabet
koşullarıyla ve istihdam ortamının zorlayıcı faktörleriyle büyük bir mücadele verdiği bu
süreçte iş dünyamızın bu ay uygulanması istenen enflasyon muhasebesinin
oluşturacağı bu haksız vergiyi yüklenecek ne imkânı ne de durumu vardır.” dedi.
Başkan Gülsoy, yaptığı yazılı açıklamada, “Ağustos ayı itibarıyla uygulanması istenen
enflasyon muhasebesinin, iş dünyası açısından haksız bir vergi yükü oluşturduğu ve
küçük işletmelere büyük zararlar vereceği açıkça görülmektedir. Uygulamanın yeniden
ele alınıp acilen düzeltilmesi gerekmektedir. “ dedi.
İş dünyasının içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullara rağmen yatırım yapmaya
devam ettiğine vurgu yapan Gülsoy, “Firmalarımızın çoğu yatırımlarını dış kredi ile
borçlanarak yapmaktadır. Yatırımlar ve işletme giderlerinin yüzde 75-80 oranındaki
kısmı borçla finansa edilmektedir. Bundan dolayı birçok firmaların bilançolarında öz
kaynakları az, borçları ise çoktur. Bu durumda firmaların öz kaynaklarının yeterli
düzeyde olmaması nedeniyle, enflasyon değerlemesi yapılan dönemlerde parasal
olmayan aktif değerlerin yani sabit kıymetler ve yatırım harcamalarının
değerlemesinden kaynaklanan değer artışları vergiye tabi olacak dönem karının
artırmasına yol açmaktadır. Yatırım yapan şirketlerde olmayan, kağıt üzerindeki kardan
vergi alınmak istenmesi, gerçek kazançtan vergi alınmayıp, fiktif kazançtan vergi
alınması hakkaniyete aykırı olmaktadır. Finansal olarak zor durumda olan firmalarımızın
fiili olarak tahsilatı olmayan enflasyon düzeltmesi kaynaklı meydana gelen artışlar
sebebiyle ilave bir vergi yüküne muhatap edilmek istenmesi, krizin etkilerini daha da
derinleştirecektir. Bu durum borçlu ve yatırımcı firmaların mağduriyetini de artıracak ve
bazı yatırımcı firmaların vergi borcu nedeni ile yatırımlarının durmasına ve altından
kalkılamayacak bir ekonomik zorluğa sebep olacaktır. Yatırımcı güveninin zedelenmesi,
sermaye maliyetlerinin artması, şirketlerin finansal sağlığının zayıflaması ve uluslararası
rekabet gücünün azalması, bu tür bir vergi politikasının doğurabileceği zararlar
arasındadır. “ ifadelerini kullandı.
Reel sektörün üzerindeki baskıyı artıracak bu uygulamanın, iş dünyasının mevcut
mücadelelerini daha da zorlaştıracağını belirten Gülsoy, “Özellikle reel sektörün 2024 ve
2025 takvim yıllarında yapılacak enflasyon değerlemesinde oluşacak kar veya zararın,
finans kurumlarında olduğu gibi, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmaması
gerekir. Vergi, oluşan matrahtan alınmalıdır.” dedi.
“HAKSIZ VERGİYİ YÜKLENECEK İMKÂN YOKTUR”


Gülsoy, iş dünyası ile ekonomi yönetiminin bu konuyu daha geniş açıdan
değerlendireceğine inandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin ekonomik istikrarı için alınan her türlü kararı destekliyoruz. İş dünyamızın bu
zorlu süreçte umut ve morale ihtiyacı var. Bütçe açığı kapatma ihtiyacı elbette
tartışılamaz. Ancak bu açık kapatılırken işletmelerimiz üzerine binen ağır yükün adil
olup olmadığı da sorgulanmalıdır. İş dünyamızın finansal zorluklarla, yükselen
maliyetlerle, giderek daha da zorlaşan rekabet koşullarıyla ve istihdam ortamının
zorlayıcı faktörleriyle büyük bir mücadele verdiği bu zorlu süreçte, bu ay uygulanması
istenen enflasyon muhasebesinin oluşturacağı bu haksız vergiyi yüklenecek ne imkânı
ne de durumu vardır. Enflasyon düzeltilmesi, geçici vergi dönemlerinde uygulamaya
başlandığında, küçük işletmeler için büyük felakete dönüşebilir. Büyük mükellefler, öz
kaynaklarını güçlendirerek bu duruma hazırlanırken, küçük işletmelerimiz için aynı şeyi
söylemek mümkün değildir. Vergi adaletini ciddi anlamda zedeleyen bu uygulamada,
büyük işletmelerin vergi yükünü azaltırken, küçük işletmelerin daha fazla vergi
ödemesine yol açacaktır. Ekonomi yönetimimizin vergilendirme politikasını yeniden
gözden geçirmesinin elzem olduğunu, kararları alırken reel sektör üzerindeki etkilerini
dikkatlice ele almasını ve dengeleyici bir yaklaşımla adım atmasını talep ediyoruz. “

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir