genel haber, Güncel

KADIN PLATFORMUNDAN 8 MART AÇIKLAMASI

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kökeni, 1857 yılında New York’ta tekstil işçilerinin gerçekleştirdiği bir greve dayanır. Bu grevde, kadın işçiler uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarına karşı protesto düzenlemişlerdir. Ancak, bu grev sırasında çıkan bir yangın sonucu 120 kadın işçi hayatını kaybetmiştir1. Bu trajik olay, kadın işçilerin hak mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.

Kadınlar Günü, ilk olarak 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda önerilmiş ve 1911’den itibaren kutlanmaya başlanmıştır. 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından resmen tanınarak Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edilmiştir. Türkiye’de de 1984’den beri 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.

Evet bir anma günüdür, geride büyük acılar, büyük bir mücadele barındırmaktadır. Ama Birleşmiş Milletlerin büyük çabalarla dünyaya mal ettiği; dünya genelinde kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve politik başarılarını kutlayan bir gün haline gelmiştir. Aynı zamanda kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konularında farkındalık yaratmak, kadına yönelik şiddete karşı duruş sergilemek ve kadınların karşılaştıkları zorluklara dikkat çekmek amacıyla da önemli bir rol oynar.

Her ne kadar ataerkil yaklaşımlarla bağlamından koparılıp çiçek, böcek, hediye kutusu günü gibi bir tüketim gününe çevrilmek istense de bu özel gün, kadınların tarih boyunca ve günümüzde verdikleri mücadeleleri, kazandıkları başarıları hatırlamak; kadınların eşit haklar ve fırsatlar talebinin tekrar vurgulanması için bir fırsat zamanıdır. Kadınların iş gücüne katılımı, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi, siyasi temsili ve toplumsal hayattaki diğer alanlardaki eşitsizlikleri gidermek için verilen bu mücadele, her yıl daha da güçlü bir şekilde devam etmektedir. Dünya Kadınlar Günü, bu mücadeleye dikkat çekmek ve daha fazla insanın bu konuda bilinçlenmesini sağlamak için önemli bir fırsat sunar.

Kadınların haklarını savunma ve cinsiyet eşitliğini sağlama mücadelesi, sadece kadınların değil, tüm toplumun daha adil, eşitlikçi ve özgür bir yer olmasına katkıda bulunur.  Devletimizin kurucusu ve lideri Mustafa Kemal Atatürk kadınlar için oldukça önemli devrimlerle- eğitimin birleştirilmesi, laiklik ilkesi, Medeni Kanun, seçme ve seçilme hakkı- ile kadınları bulundukları yerin çok ötesine taşımayı başarmıştır. Bugün devrimin çocuklarına düşen görev önlerine sunulmuş laik ve sosyal hukuk devleti düzeni içerisinde kadın-erkek olmasına bakmaksızın insan haklarını korumak ve geliştirmektir.

Ekonomik sorunlar, Orta Doğu’daki siyasal krizler, Dünya genelindeki gergin ortam ülkemizi de etkilemekte, bazı fırsatçıların demokratik ve laik düzene ve kadınların insanca yaşam haklarına saldırmalarına sebep olmaktadır. Şunu herkes iyi bilmelidir ki artık kadınlar vardır, kadın mücadelesi vardır ve her türlü sıkıntıya rağmen kadının insan hakları mücadelesi sürecektir.

Aile toplumsal düzenin korunması açısından önemlidir. Hele yoksulluk, bağımlılık, tüketim çılgınlığı, kolay ama kirli para kazanma yollarının arttığı bir zamanda aile içi aktarım, kültürel miras ve temel değerler için aile büyük önem taşır. Aile yılı gibi temaların, kadınların sadece aile içinde tanımlanmasına ve rolleriyle sınırlandırılmasına yol açabileceği endişesini hepimiz taşıyoruz. Kadınların toplumdaki yerleri ve kimlikleri yalnızca aile içindeki rollerinden ibaret değildir. Kadınlar, iş hayatında, eğitimde, sanatta, siyasette ve diğer tüm alanlarda varlık göstermektedir ve bu katkıları takdir edilmelidir. Fırsatlar eşit olmalıdır. Toplumun tüm bireylerine, cinsiyet fark etmeksizin, eşit değer vermesi gerekir. Cinsiyet eşitliği sağlandığında hem kadınların hem de erkeklerin potansiyelleri daha iyi değerlendirilebilir ve daha dengeli ve daha adil bir toplum oluşabilir. Bu da zaten güçlü toplum demektir.

Kadınların sadece aile içindeki rolleriyle tanımlanmaması, onların bireysel yeteneklerine, hedeflerine ve kariyerlerine değer verilmesi gerekir. Evden çalışma, yarı zamanlı çalışma vs yöntemlerle kadını evdeki işlerden koparmayan, yaşlı, hasta, çocuk bakımını yine ona yükleyen bir durumdansa; çağın gereklerine uygun kreş ve bakım evlerinin açılması, eşit işe eşit ücret verilmesi, çalışma koşullarının erkek ve kadın için aynı şekilde adil olarak düzenlemesi ile gerçek aileye, mutlu çocuklara ve toplum başarısına odaklanılacağını umut etmekteyiz.

Bu Dünya Kadınlar Günü’nde kırmızı karanfiller verme düşüncesi ve eyleminin yerine herkesi kadın-erkek eşitliği konusunda düşünmeye ve eşitlik konusunda adil davranacak eylemleri sergilemeye davet ediyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir