”Deveye sormuşlar neren doğru,o da demiş ki nerem doğru ki”
Yapılan işlerin ve ortaya çıkan ürünlerin tamamının kusurlu olduğunu anlatmak kastıyla söylenen bir Atasözünden bahsediyorum.
Valla kimse kusura bakmasın!
Evirip çevirmeye gerek yok.
Ne yazık ki…
AKP iktidarının 22 yılın sonunda bizi getirdiği noktada ülkenin şu meselesi de çok güzel diyebileceğimiz bir husus göremiyorum.
Hemen belirteyim.
Ben bu tespitlerimde külliyen yanılıyor olabilirim.
Bunu bir vatandaş feryadı veya hezeyanı olarak değerlendirebilirsiniz.
Nihayetinde bir siyasetçi,bir akademisyen ve bir gözlemci iddiasında değilim.
Tek derdim…
Denizde damla misali içinde bulunduğumuz bu duruma bir nebze ayna tutabilmektir.
Ülkenin en önemli ‘Bekaa’ meselesinin hala can yakıcı bir özellik taşıdığını söyleyerek başlayayım.
Eskiden bir önceliğimiz vardı biliyorusunuz.
O da PKK terörü…
Şimdilerde ”Terörsüz Türkiye” adı altında yeni çabalar var ama…
Haydi hayırlısı.
Daha önceki çözüm süreci filminin sonu iyi bitmemiş ve fatura çok ağır olmuştu.
Gelelim diğer can alıcı sorunlarımıza..
Son yıllarda bekamızı direk etkileyen terörün yanına mülteciler ve uyuşturucu meselelerimizi de eklemeliyiz diye düşünüyorum.
Uyuşturucu kullanımının resmi rakamlara göre 13 yaşına kadar indiği ne yazık ki bir hakikat..
Artık…
Sanatçıların entellektüellerin ve bürokratların çocuklarıda uyuşturucuya muzdarip kalabiliyor.
Bunun yanında sanal kumarında gençler arasında %80 seviyesinde olduğu gerçeği suratımıza tokat gibi çarpıyor.
Gençler cep telefonları sayesinde çok rahat kumar illetine bulaşabiliyor.
Haber proğramları ve sosyal medya uyuşturucu kullananların sebep olduğu olaylar ile dolu.
Ülkede neredeyse uyuşturucuyu kullanmayana rastlamak bir şans gibi.
Şiddet,gasp,cinayet,tehdit,şantaj hayatımızın sıradan olayları halini aldı.
Mülteciler ve sınırlarımızdan sızan yabancı akını ülkemizin her yönüyle altından kalkamayacak sınırına gelmiş durumda.
Ülkenin tüm kaynaklarını etkileyen mülteci meselesi iç güvenlik ve sosyal hayatımızı da tehdit eder hale gelmiştir.
On milyonu bulan ve sayıları hızla artan yabancılar sorunu yediğimiz ekmekten içtiğimiz suya kadar ülke kaynaklarını adeta tehdit etmektedir.
Bir zaman sonra acıdığımız bu insanların acınacak hallerine düşmemiz pek uzak görülmüyor.
Zaten…
Bir tarım ülkesi olarak yediğimiz içtiğimizi ithal eder durumdayız.
Sağlıkta her geçen gün geriye gidiyoruz.
Aylar sonrasına verilen randevular,doktorlarımızın yetersizliği yüzünden bazı polikiliniklerin kapanmış olması bu işin vehametini gözler önüne sermektedir.
Enflasyon,eğitim,işsizlik,hayat pahalılığı,gelir yetersizliği…
Yargıya güven,fikir hürriyeti,liyakat sorunu gibi sorunlar geleceğe olan ümidimizi kırmaya yetiyor da artıyor bile.
Bizi birazcık tebessüm ettiren yollar,köprüler,savunma araçları içimizdeki endişeleri gidermeye yetmemektedir.
Ne yapılan yollardan,köprülerden güle oynaya geçebiliyor tadını çıkarabiliyoruz,ne o yapılan savunma teçhizatlarına tam manasıyla sevinebiliyoruz.
Özetle…
Benim baktığım zaviyeden işler iyi görünmüyor.
Başkalarının baktığı yerden ülkemizin geleceği çok parlak görünebilir.
Bu görüşlere sadece saygı duyarım ama asla katılamam.
Benim baktığım yerden insanları mutlu ve neşeli göremiyorum.
İddiama katılmayanların çarşı pazarda ve toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerine bakmalarını tavsiye ediyorum.
Kavgaları,şiddeti,cinayetleri,silahlanmayı söylemeye gerek yok sanırım.
Her şey bir tarafa…
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti olarak bu zamanda başıboş hayvanların saldırılarına maruz kalmak çok hazin değil mi!
Bırakın insanları hala hayvanlarımızı sağlıklı bir düzene sokamadık!
Saygılarımla…
- DEVEYE SORMUŞLAR - Mart 12, 2025
- KESTİM! - Aralık 17, 2024
- YARINIMDAN ENDİŞEM VAR! - Aralık 11, 2024