31 MART SEÇİM SONUÇLARININ ASIL ÖNEMİ NEREDE?-AYHAN GÜLSOY

Seçim sonuçları, her CHP’li gibi; elbette beni de çok mutlu etti, göğsümü kabarttı.

Fakat beni asıl mutlu eden, sevincimi kamçılayan başka bir şey var. Onu dostlarla paylaşma ihtiyacı duydum bu yazıda.

Ülkemin geleceği ile ilgili, ne zaman kaygılansam, üzülsem; milletimizin yakın tarihte yazdığı üç başarı/zafer hikayesi beni hep umutlandırmıştır:

1-Kurtuluş Savaşı: Orduları dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, kaleleri zapt edilmiş bir toplum; o milli mücadeleyi nasıl zaferle noktalamış, inanamıyorum. Mustafa Kemal Paşa gibi, iyi komutanlar olursa, demek ki bu halktan ümit kesilmiyor.

2-1930’larda KİT mucizesi: Mühendisin yok, teknisyenin, teknikerin yok; ülkenin her köşesinde pıtrak gibi fabrika açıyorsun; 1.1.1934, Birinci Sanayileşme planı içinde onlarca fabrika kuruyorsun. Köylü bir toplumdan sanayileşmeye adım atan bir toplum yaratıyorsun. Demek ki Atatürk gibi yurtsever, halkçı politikacılar ülkeyi yönettiği zaman; bu toplum, kim bilir nice destanlar yazacaktır.

3-Köy Enstitüleri: İkinci Dünya Savaşının en kanlı yıllarında; ekmeğin karneye bindiği, trenlerin asker taşıdığı günlerde; bu ülke insanı, kendine özgü bir yöntemle eğitim seferberliği başlatıyor; Sekiz on yıl içinde Anadolu aydınlanması ile, karanlıkları birden aydınlatıyor, yarasaların gözlerini kamaştırıyor. Demek ki namuslu, halkçı, yurtsever yöneticilerin elinde, ülkemiz insanı nice başarılar yaratacak özelliğe sahip. Ne mutlu, bu milletin bir ferdi olarak, bu gururu övüncü yaşayabilenlere…

Güvenimi, umudumu her olumsuz durumda canlı tutan bir büyük niteliğe daha sahibiz millet olarak: Türkülerimiz… Halkımızın binlerce yıl, üzerinde gönül ve kafa yorarak yaktığı türkülerimiz var ya, işte onlara hep hayranlık duydum. Hani Bedri Rahmi’nin Ne zaman bir köy türküsü duysam,/ şairliğimden utanırım” dediği türkülerimiz. Nâzım’ın “İnsanların türküleri kendilerinden güzel / kendilerinden umutlu / kendilerinden kederli / daha uzun ömürlü kendilerinden” dediği türkülerimiz.

Yıllarca kafamı kurcalayan, yanıt bulamadığım soru şuydu: Nasıl oluyor da yakın tarihimizde bu kadar büyük başarıları elde eden, mucizeler yaratan bir toplum, çapsız yöneticilere prim verir, onu yıllarca iktidarda tutar? Nasıl olur da; o güzelim türküleri yakan, her biri sanat değeri taşıyan o dizelerin sahipleri, o gönül insanları; yirmi yıldır süregelen kötü yönetime izin verir?

Evet, yıllardır beklediğim gün geldi. Aziz milletimiz 31 Mart 2024 günü her şeyin farkında olduğunu, hiçbir şeyin gözünden kaçmadığını; kimin yiyip içtiğini, kimin çalıp çırptığını çok iyi bildiğini seçim sonuçları ile göstermiş oldu! A partisinin kazanmasından, B partisinin kaybetmesinden çok daha değerli bir sonuç bu, benim için.

Bir milletin hiçe sayılan aklının, onurunun ayağa kalkması demektir seçim sonuçları.

Bu ülkenin bir yurttaşı olarak, bu sonuçların keyfini çıkarmak hepimizin hakkı.

Kutlu olsun…