Köşe Yazıları

Hamas terör örgütü mü?

Türkiye’nin güney coğrafyasında son bir hafta içerisinde yaşanan hadiseler bölgeyi kaotik
bir ortamdan çıkartıp, savaşa yol aldırtmaktadır.
İsrail’in Lübnan’a saldırısı ve akabinde İran’da Hamas Siyasi Lideri İsmail Haniye’nin
öldürülmesi bölgesel gerilimi tırmandırdı.
Konu hakkında gerek televizyonlar, gerek ise sosyal medya ortamında yapılanlar, telin edilip;
bundan sonra neler olacağı konusunda kehanetlerde bulunuldu-bulunulmaktadır.
İran’da suikast sonucu yaşamını yitiren İsmail Haniye Hamas’ın Siyasi lideriydi.
Peki, Hamas nedir?
Ne değildir?

Hamas:
Hamas (İslami Direniş Hareketi), 1987 yılında Filistin’de kurulmuş olan bir İslamcı siyasi ve
askeri örgüttür. Hamas, Filistin topraklarındaki İsrail işgaline karşı direniş amacıyla kurulup,
İsrail devletinin varlığına karşıdır.
Tarihçe ve Kuruluş:
Kuruluş Yılı: 1987
Kurucular: Şeyh Ahmed Yasin, Abdel Aziz al-Rantissi ve diğer Filistinli Müslüman Kardeşler
üyeleri.
Amacı: Filistin topraklarında bağımsız ve İslami bir devlet kurmak.
İdeoloji:
İslamcılık: Hamas, İslamcı bir ideolojiye sahiptir ve şeriat yasalarına dayalı bir devlet
kurmayı hedefler.
Milliyetçilik: Filistin milliyetçiliği ve İsrail işgaline karşı silahlı direniş, hareketin temel
ideolojik unsurlarıdır.
Sosyal Hizmetler: Hamas, Filistin toplumuna sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler sunarak
destek sağlar.
Siyasi ve Askeri Kanat:
Siyasi Kanat: Hamas’ın siyasi kanadı, Filistin yönetiminde ve Gazze Şeridi’nde önemli bir rol
oynamaktadır.
Askeri Kanat: Hamas’ın askeri kanadı, Kassam Tugayları olarak bilinir ve İsrail’e karşı
çeşitli silahlı eylemler gerçekleştirir.
Uluslararası Durum:
ABD ve AB: Hamas, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınmıştır.

Destek ve Müttefikler: Hamas, İran, Katar ve bazı diğer ülkelerden maddi ve askeri destek
almaktadır.
Çatışmalar:
İsrail ile Çatışmalar: Hamas, özellikle 2006’dan bu yana İsrail ile birçok askeri çatışmaya
girmiştir. Bu çatışmalar, roket saldırıları ve İsrail’in Gazze’ye düzenlediği askeri operasyonlar
şeklinde olmuştur.
Filistin İç Çatışmaları: Hamas, 2007 yılında El Fetih ile yaşadığı iç çatışmalar sonucunda
Gazze Şeridi’ni kontrol altına almıştır.
Barış Süreci: Hamas, İsrail’i tanımayı reddetmekte ve iki devletli çözümü kabul
etmemektedir. Bu durum, Filistin-İsrail barış sürecinin önündeki büyük engellerden biridir.
Hamas’ın faaliyetleri ve ideolojisi, hem Filistin içindeki hem de uluslararası alandaki siyaseti
büyük ölçüde etkilemektedir.

Yukarıda kısa olarak Hamas’ın tarihçesi ve amacı yer almaktadır. Hamas’ın Türkiye ile olan
ilişkisi ne durumdadır?
Hamas ve Türkiye arasındaki ilişkiler, özellikle 2000’li yılların başından itibaren çeşitli
boyutlarda gelişmiştir. İşte bu ilişkiler hakkında bazı önemli bilgiler şu şekildedir:
Tarihçe ve Siyasi İlişkiler:
2006 Seçimleri: Hamas, 2006 yılında Filistin’de yapılan parlamento seçimlerinde büyük bir
zafer kazanarak iktidara gelmiştir. Bu zaferin ardından Türkiye, Hamas ile temas kuran ilk
ülkelerden biri olmuştur.
Görüşmeler ve Ziyaretler: Hamas yetkilileri, Türkiye’yi birçok kez ziyaret etmiş ve Türk
hükümeti yetkilileri ile görüşmelerde bulunmuştur. Bu görüşmelerde, Filistin’deki durum ve
İsrail ile olan çatışmalar ele alınmıştır.
Diplomatik Destek: Türkiye, Hamas’ın Filistin’in meşru bir siyasi aktörü olarak tanınması
gerektiğini savunmuş ve Hamas’a diplomatik destek vermiştir.
Ekonomik ve İnsani Yardım:
Gazze’ye Yardımlar: Türkiye, Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilere yönelik insani yardımlar
sağlamaktadır. Bu yardımlar arasında gıda, sağlık hizmetleri ve altyapı projeleri yer
almaktadır. (Türkiye aynı zamanda ise İsrail ile ticari faaliyetlerini sürdürmüştür.)
İnsani Yardım Filoları: 2010 yılında Mavi Marmara gemisi olayı, Türkiye ve İsrail arasındaki
ilişkilerin gerilmesine neden olmuştu. Bu olayda, Gazze’ye insani yardım götürmek üzere
yola çıkan filoda İsrail askerleri ile çatışma yaşanmış ve 10 Türk vatandaşı hayatını
kaybetmiştir.
Uluslararası Tepkiler:
ABD ve AB: Hamas, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanındığından,
Türkiye’nin Hamas ile ilişkileri uluslararası alanda bazı tepkilere neden olmuştur.
İsrail: Türkiye’nin Hamas ile olan ilişkileri, İsrail ile zaman zaman gerginliklere yol açmıştır.
Ancak her iki ülke de bu gerginlikleri diplomatik yollarla çözmeye çalışmıştır.

Son Dönem:
Barış Çabaları: Türkiye, İsrail ve Filistin arasında barış sürecinin ilerlemesi için arabuluculuk
yapma çabalarını sürdürmektedir. Bu bağlamda, Hamas ile de temaslarını sürdürmektedir.
Türkiye’nin Hamas ile olan ilişkileri, Filistin meselesinde Türkiye’nin aktif rol oynamak
istemesi ve Gazze’deki insani durumu iyileştirme çabalarıyla şekillenmiştir. Ancak bu
ilişkiler, uluslararası arenada karmaşık ve hassas bir denge gerektirmektedir.
Bu karmaşıklığı şu şekilde izah ede biliriz:
Hamas’ı dünyanın yarısı terör örgütü olarak tanımıştır.
Tam listesi şu şekildedir (2022 itibarıyla):

Amerika Birleşik Devletleri
İsrail
Kanada
Avrupa Birliği (Üye ülkeler, Türkiye hariç)
Japonya
Avustralya
Birleşik Krallık
Mısır
Ürdün

Yukarıdaki listeye baktığımız vakit, Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde kurulmaya
çalışılan Kürt Devletine karşı nerelerden destek alacağının da formülü karşımıza
çıkmaktadır.
Hamas’ı Terör Örgütü olarak gören ülkeler, Türkiye’ye karşı tutum olarak Suriye’nin
kuzeyinde bulunan bölücü yapıyı terör örgütü olarak görmemektedirler. Bölgesel
tutum bu şekilde olunca Türkiye’nin dış politikası dumura uğramaktadır.
Unutulmamalıdır ki ülkelerin romantik dış siyaset yaklaşımları olmaz. Aksine, çıkar odaklı
dış menfaatleri vardır.
Yaşanan hadiseler ve Hamas Siyasi Lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi, bölgeyi daha
kaotik ve terörize edecek bir hale sokmuştur. İsrail, Filistin, Lübnan ve daha
sonrasında İran’a direksiyon kıran durum, gelecek zaman diliminde kanlı bir coğrafya
üzerine inşa edilen enerji koridorlarının haritasını çizecektir.
Tüm bu hadiselerin ana nedeni ne teoloji ne de topraktır. İstenen şey: bölgeden Akdeniz’e
ve oradan da kullanıcıya aktarılacak enerji arzının savaşıdır.
Türkiye dış politikada İslam kimliğini ön plana çıkartırken, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan
gibi ülkelerin Hamas’ı neden terör örgütü olarak tanıdıklarını iyi sorgulamalıdır.

Türkiye, bölgede söylemlerini barışçıl yapmalı; dış politika ile ilgili söylemleri gücümüz
kadar olmalıdır. Bunun nedeni, arkasında durmuş olduğumuz Hamas’ın ve
yöneticilerinin düşmanının:

Amerika Birleşik Devletleri
İsrail
Kanada
Avrupa Birliği-Dolayısıyla NATO (Üye ülkeler, Türkiye hariç)
Japonya
Avustralya
Birleşik Krallık
Mısır
Ürdün
Suudi Arabistan

Gibi dünyanın yarısı ülkeler olmasıdır.

Pusulanın yönü İran’a çevrilmiştir, İran’ın 9. Cumhurbaşkanını zor günler
beklemektedir.
Sonuç olarak, dünyanın yarısının terör örgütü olarak tanıdığı Hamas’ı baş tacı yapan
Türkiye, kendisini bölmek isteyen PKK-FETÖ-PYD gibi örgütleri terör örgütü
saymaktadır. Türkiye’nin terör örgütü listesinde olan bu örgütler:
Amerika Birleşik Devletleri
İsrail
Kanada
Avrupa Birliği (Üye ülkeler, Türkiye hariç)
Japonya
Avustralya
Birleşik Krallık
Mısır
Ürdün
Suudi Arabistan

Tarafından listede bulunmamaktadır.

Dış diplomasi ve strateji çıkarlar işidir. Dünyanın yarısından fazlasının çıkarına ters
gelen terslikte Türkiye bulunmamalıdır. Aksi halde Osmanlı Devleti’nin 1860-1861
tarihinden I. Dünya Harbine kadar bölgede yaşanan Cebel-i Lübnan isyanları ibretlik
bir tarih olarak baş ucumuzda durmaktadır.

Türkiye Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün dış politika ve siyasetini baş ucu kitabı haline getirip
güncelleyip saha uygulamalıdır.

Saygılarımla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir