Köşe Yazıları

 CHP’NİN ÖNÜNDEKİ TANK

1950 Yılından beri CHP’nin tek başına iktidar olamadığını sokaktaki sağır sultan bile duymuş öğrenmiştir.

1974(%33) ve 1978(%41) yıllarında rahmetli Bülent Ecevit’in başarısı ile kısa dönem iktidar ortaklıkları dışında iktidar yüzü görmemiştir.

Bir ara meclis dışında bile kalmış ve neredeyse elli yıldır aynı yerde patinaj yapıp durmaktadır.

Hele hele son on üç yıldır Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde de sırtı yerden kalkmamaktadır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun son tahlilde %52-%48 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesine rağmen…

”Henüz her şey bitmedi.Büyük bir yenilgi almadık.Aksine 25 Milyonun desteğini aldık.Gemiyi limana yanaştırmadan gitmeyeceğim.”gibi siyasetin gerçeklerine uymayan söylemleri ile CHP’ye ve onun sempatizanlarına darbe vurmaktadır.

Bu yüzden her geçen gün CHP kan kaybetmektedir.

Kılıçdaroğlunun bu akıl dışı inadı ve hırsı sadık CHP seçmenlerini bile kızdırmaktadır.

Parti içinde yaptığı anti demokratik uygulamalar bu zamana kadar attığı demokrasi nutuklarının içinin ne kadar boş olduğunu göstermektedir.

Yıllardır Tayyip Erdoğanı tek adam, diktatör diye eleştirip kendisinin anti demokratik ve tek adam davranışları demokrat bütün kesimlerin tepkisini çekmektedir.

Demokrasi neydi Allah aşkına?

Halk iradesinin tecellisi değil miydi.

Özgürlüklere,yeniliklere fırsat vermek değil miydi.

Demokrasinin beşiği ülkelerde bu türden demokratik değerler hava gibi su gibi siyasetin ve yaşamın içindedir.

Demokrasinin icabı olan uygulamalar saymakla bitmez.

Mesela…

Yunanistanda bir süre önce  seçimleri kaybeden muhalefet partisi lideri Alexsi Çipras hemen istifa etmiştir.  

Yeni Zelanda başbakanı bayan Jacinda Ardern altı yıl görev yaptıktan sonra”artık yeterli olduğumu düşünüyorum,vereceğimi verdim” diyerek görevinden istifa ettiğini açıklamıştır.

Amerikada yanında çalıştırdığı işçinin sigorta pirimini yatırmayan adalet bakanının istifa ettiğini hatırlıyorum.

Daha bir çok örnekler verebiliriz bu tür demokrasi güzellikleri ile ilgili.

Dünyada böyle iken bizdeki durum maalesef feceat.

İktidarı bir kenara bıraktık muhalefettede durum içler acısıdır.

Kılıçdaroğlu 13 yıldır on seçim kaybetmesine rağmen hala ”gemiyi limana yanaştırmam lazım”diyerek…

CHP’deki bir milyon üçyüz bin üyeye hakaret etmektedir.

CHP’nin önünde tank gibi durmakta geleceğini tıkamaktadır.

İnancım odur ki…

CHP’nin hakettiği yere gelebilmesi için artık…

Dünyadaki gelişmiş demokrasi değerlerinin ve kurallarının parti içinde hayat bulması gerekiyor.

Sol ve sosyal demokrat bir parti olarak en başta lider sultalığının,bağnazlığa varan ve gözleri kör eden lider tutuculuğunun…

Ben demokrasiden yanayım diyen herkes tarafından terk edilmesi gerekiyor.

Türk siyaseti şucular-bucular diye futbol takımı fanatikliğinden çıkmalıdır.          

Bu itibarla…

CHP yi çok sevdiğini,değer verdiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğundan hemen uzaklaşmalıdır.

Eğer ki…

Atatürk’ü CHP’yi,CHP’nin sadık ve vefakar gönüldaşlarını ve Türk halkını seviyorsa…

CHP’nin ve Türk siyasetinin önünü açmak istiyorsa…

Bundan gayrısı bencilliktir, despotluktur, siyasi hırstır.

Saygılarımla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir