Köşe Yazıları

BİLMEM SÖYLESEM Mİ ?

Hani dedik ya.

“Biz hem ağlarız, hem gideriz “diye.

Enflasyonu artıracağımız kesin.

Bazılarını kıskandıracağımız da.

Ve hatta kızdıracağımız da.

Olsun.

Daha önce de çok gördük.

Kimsenin kaşımızı, gözümüzü beğenmesini, yaptığımız işe “iyi olmuş” demesini bekleyerek  yola düşmedik.

Diyeceğim odur ki dostlar ; Birikmiş, küllenmiş, dillendirilmemiş, rahatı kaçırılmamış o kadar  yazacak şey varmış ki .

Siyaset bezirganları, taklacılar, yalakalar, “ haklısın ”dan başka söz bilmeyenler, dernek, oda, vakıf, sendika, belediye, kamu kurumu ne varsa bildiğiniz onları  “rapor” edeceğiz diye mi acaba bu içten içe feryat ?

Yok valla, biz yolumuz da yürümeye çalışacağız.

Kimsenin tekerine çomak sokmak, tavuğuna kışt demek yok.

Var da yok, yok da var.

“Gocunmak sınıfsaldır” ama, kaşımak ta bizim görevimiz.

Eğriye eğri, doğruya doğru.

Eğilmeden, bükülmeden.

Canı gönülden “hayırlı olsun” diyenlere de selam olsun, lütfedip bir cümleyi çok gören “sözde” dostlara da.

Bize  bir şey demeseniz de olur.

Önemli olan oturduğunuz koltukların gereği olan işleri yerine getirin yeter.

İster milletvekili olun, ister belediye başkanı, ister il başkanı, daire müdürü olun. “İşinizi yapın, biz de sizi başımızın üstünde taşıyalım” diyoruz.

Daha ilk günden sanki  birilerini hedef almış gibi olmamak için “söylesem mi söylemesem mi ?” diye içimden geçenler olmadı değil.

Bazen susacağız demek ki !

TREN GELİR HOŞ GELİR –YA DA KARA TREN GECİKİR BELKİ HİÇ GELMEZ

Hani bu türkünün sözlerini bizim kuşak, önceki ve sonrakilerin bir bölümü bilir.

Biliriz bilmesine de , ne o acı düdüklerini öttüren çuf çuf trenler kaldı ne de türkü söyleyenler.

Şimdi o eski trenlerle nostaljik turlar yapılıyor.

Çünkü  devir değişti.

Trenler de tabi ki.

Sık sık kazalarla gündeme gelseler de hızlı tren dönemine geçtik.

Yanılıyorsam siz düzeltin , 20 yıl önce de sanki biz bu mevzuyu konuşuyor idik.

Bizim o anlı ve de şanlı siyasilerimiz ise , her zaman olduğu gibi” geldi-gelecek, yatırım programına alındı-alınacak, bakan he dedi-onay bekliyoruz” ninnileri ile bizi bir güzel uyuttular.

Ara ara gözünü açanlara ise yine aynı telden oyun havaları çaldılar.

Geçen ay  yolumuz Yozgat’a düştü. Bir ahbap köyüne ziyarette bulunduk (Divanlı Köyü).  Sağ olsunlar , yedirdiler-içirdiler derken, köyden hızlı tren geçtiğini, köye istasyon yapıldığını (Yozgat yolcuları için ) ve bu durumun  “medeniyete açılan yeni bir kapı” olduğunu ifade ederek, yöneticilerimize şükranlarını sunduklarını  dile getirdiler.

Ne güzel…

Yozgat mutlu.

Sivas mutlu..

Konya, Eskişehir, Trakya mutlu.

Kayseri’nin suratı sirke satıyor.

Turşu kurmak için değil bu sirke, mutsuz olduğu için.

Nerede 20 yıldır  beklediğimiz hızlı tren ?

Kara tren gecikir belki hiç gelmez” i söylemek değil, “Tren gelir, hoş gelir” i söylemek istiyoruz.

Ama olmadı.

Hülya Turhan hanım  sosyal medya da paylaşım yapınca benim de dertlerim depreşti. Kulaklarım da hala o geldi-gelecek sözleri.

Gelmedi bir türlü beklediğimiz tren.

Hülya hanımdan izinsiz aldığım paylaşımını paylaşarak noktayı koyalım. Diyor ki  ;   “ 150.000 nüfuslu Yozgat ve 350.000 nüfuslu Sivas’ı hızlı treni şehirlerine aldıkları için kutlarım. 12 saatlik yol 2 saate inmiş. 2 milyona yaklaşan kıymetli Kayseri küçük bir köy havasında tebrikler bize.”

Bu sözün üstüne daha ne diyelim ki ?

Ah bu türküler, köy türküleri” tek suçlu türküler.

İbrahim ALTUNTAŞ
Latest posts by İbrahim ALTUNTAŞ (see all)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir