Köşe Yazıları

ULUSAL EGEMENLİK

23 Nisan 1920…

Ve o sürece gelinirken yaşanan, olağanüstü olaylar…

TBMM’nin açılışı…

Cumhuriyet’e çıkan serüvenli bir yol…

Ve yine en başında Mustafa Kemal Atatürk.

“ Ulusal egemenlik demek, halkın kendi kendini yönetmesi, kendisini ilgilendiren kararları doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kendisinin alması demektir.

Ülkemizde Kurtuluş Savaşı öncesinde egemenlik padişaha aitti. Padişah ülkeyi tek başına yönetir, iki dudağının arasından çıkan her söz kanun kabul edilirdi.

Kurtuluş Savaşı sırasında M. Kemal Atatürk TBMM’nin kuruluşuna önayak olmuş, daha Kurtuluş Savaşı aşamasında halkın temsilcileri aracılığıyla TBMM’de görüşülen ve alınan kararlara katılması sağlanmıştır.

Cumhuriyetin ilanından sonra hilafetin kaldırılması, padişahlığın sona erdirilmesi, siyasi partilerin kurulmasının ve serbest seçimlerin yapılmasının sağlanmasıyla ulusal egemenlik güçlendirilmiştir. Çok partili döneme geçilmesiyle ulusal egemenlik iyice pekiştirilmiş ve günümüz ulusal egemenlik anlayışına ulaşılmıştır.

Tarih kitapları böyle söylüyor.

Şimdi bilinen ise,23 Nisan’ın çocuk bayramı olduğudur.

Doğrudur da.

Ulu Önder, bu anlamlı günü çocuklara bayram olarak armağan etmiştir.

Dünya’da  bir çok eşsiz işe önderlik eden M.Kemal Atatürk, çocukları da hiçbir zaman unutmamıştır.

Ulusal  egemenlik kavramının yenilir mi-içilir mi olduğunu sanan , hala anlamamış o kadar çok beyin var ki…

Ulusal egemenlik adına seçtiklerimizin böyle bir kaygısı var mıdır ?

Olanları vardır mutlaka da, gelişmeleri izledikçe bu kavramı algılayabilenlerin sayısının yeterli olmadığını ne yazık ki görüyoruz.

Neyse….

Böyle güzel (ama buruk) bir bayram gününde sokaklar da olamasak ta sıkıcı detaylara girmeyelim. Törenlerde olmasa da atılacak nutukları dinleyelim, çocuklarımızın mazide kalan  pırıl pırıl görüntüleri ve  sergiledikleri gösterileri izleyelim ve onlara daha mutlu bir dünya bırakabilmek için neler yapacağımızı kara kara düşünelim.
Tüm ulusumuzun , Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını yürekten kutluyorum.

İbrahim ALTUNTAŞ
Latest posts by İbrahim ALTUNTAŞ (see all)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir